Present Perfect Tense

Present Perfect Tense, Türkçede tam olarak karşılığı olmayan bir zamandır. Sıklıkla -di’li geçmiş zaman ile karıştırılsa da geçmiş zamandan farklı olarak eylemin geçmişte belirsiz bir zamanda yapıldığını gösterir. Başka bir deyişle eylemin ne zaman gerçekleştiğinden ziyade eylemin gerçekleşmiş olması daha önemlidir.

Present Perfect Tense Kullanım Alanları

 1.  Present Perfect Tense aslında geçmişte gerçekleşen ancak içinde bulunduğumuz anda etkileri halen süren olaylardan bahsetmek için kullanılır.

ÖRNEK

 She has broken her arm. (O kolunu kırdı.)

Kolunun kırılması geçmişte gerçekleşmiştir ama bu cümleden anlayacağımız “Kolunun hala kırık veya kolunun sarılı” gibi bir durum içerisinde olduğudur. Yani gerçekleşen olayın etkileri, içerisinde bulunulan anda halen devam etmektedir.

 2.  Hayatımızın içerisinde bulunduğumuz ana kadarki sürecinde deneyimlediğimiz şeylerden bahsetmek için kullanılır.

ÖRNEK

 I have tasted sushi. (Sushinin tadına baktım/tattım.)

Bu cümlede önemli olan sushi yeme eyleminin ne zaman gerçekleştiğinden ziyade, kişinin sushiyi tatmış olması artık tadını biliyor olmasıdır.

 3.  Çok yakın zamanda gerçekleşen bir olayı, yeni tamamlanmış bir durumu ifade etmek için kullanılır.

ÖRNEK

 My parents have just come back from Spain. (Ebeveynlerim İspanya’dan yeni döndü.)

 4.  Geçmişte başlamış ve hala devam etmekte olan durumları anlatmak için kullanılır.

ÖRNEKLER

 Mark has lived in England for five years. (Mark 5 yıldır İngiltere’de yaşıyor.)

 I have been a teacher since 2012. (2012’den beri öğretmenim.)

 5.  Present Perfect Tense sıklıkla gazete manşetlerinde, haber programlarında yakın zamanda gerçekleşmiş olan olayları ifade etmek için kullanılır.

Present Perfect Tense Cümle Kurma

Present Perfect Tense kullanarak olumlu, olumsuz cümleler ve soru cümleleri oluştururken dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır:

Present Perfect Tense Olumlu Cümleler

ÖZNEYardımcı FiilFİİL / VERBNESNE / OBJECT
Ihave (I‘ve)washedmy hands.
Youhave (You‘ve)madea cup of coffee.
Wehave (We‘ve)boughta new car.
Theyhave (They‘ve)seena kangaroo.
Hehas (He‘s)watchedthis movie.
Shehas (She‘s)eatenlunch.
Ithas (It‘s)drunkmilk.

 >  Have – has yukarıda tabloda parantez içinde görüldüğü şekliyle kısaltılabilir.

 >  Cümleler kurulurken hem düzenli hem düzensiz fiiller kullanılmıştır.

 KURAL 1  Present Perfect Tense ile cümle kurarken kişi zamirine ,belirtilen kişi adına veya varlığa uygun olarak “ have-has “ yardımcı fiillerinden biri ile asıl fiilin 3. hali kullanılır. İngilizcede fiiller düzenli fiiller ve düzensiz fiiller olmak üzere ikiye ayrılır. Düzenli fiilleri Present Perfect Tense’e göre çekimlerken fiilin sonuna “–d, -ed, -ied” takılarından biri getirilir.

 >  Düzenli fiillerin pek çoğu “–ed” takısı alır.

ÖRNEKLER

Wash + ed → Washed
Walk + ed → Walked
Finish + ed → Finished
Start + ed → Started

 >  Son harfi “e” olan fiiller “–d” takısı alır.

ÖRNEKLER

Danced → Danced
Polluted → Polluted

 >  Bir fiilin son harfi “y” ise ve bu harfin öncesinde bir sessiz harf bulunuyorsa “y” harfi düşerek fiile “–ied” takısı alır. Y harfinden önce sesli bir harf varsa bu kural uygulanmaz.

ÖRNEKLER

Study → stud + i + ed → studied
Try → tr + i + ed → tried

 >  Düzensiz fiiller (Irregular Verbs) ise yukarıda bahsedilen kurallara uymazlar. Belli bir kurala göre değişmezler bu yüzden düzensiz fiillerin ezberlenmesi gerekir. Aşağıdaki görselde bazı düzensiz fiiller verilmiştir:

IRREGULAR VERBS – DÜZENSİZ FİİLLER LİSTESİ

Present Perfect Tense Olumsuz Cümleler

ÖZNEYard. FiilFİİL / VERBNESNE / OBJECT
Ihave notwashedmy hands.
Youhave notmadea cup of coffee.
Wehave notboughta new car.
Theyhave notseena kangaroo.
Hehas notwatchedthis movie.
Shehas noteatenlunch.
Ithas notdrunkmilk.

Present Perfect Tense ile olumsuz cümle kurarken cümledeki kişi zamirine göre have not (haven’t) ya da has not (hasn’t) kullanılır. Cümlede başka bir değişiklik yapılmaz.

Present Perfect Tense Soru Cümleleri

Yard. FiilÖZNEFİİL / VERBNESNE / OBJECT
HaveIwashedmy hands?
Haveyoumadea cup of coffee?
Havewewrittenthe report?
Havetheyseena kangaroo?
Hashewatchedthis movie?
Hassheboughta new car?
Has itdrunkmilk?

Soru sorarken yardımcı fiil olarak kullanılan HAVE – HAS cümle başında yer alır. Olumlu ve olumsuz cümlede olduğu gibi fillin düzenli mi yoksa düzensiz mi olduğuna dikkat edilerek fiilin 3.hali kullanılır. Bir soru kelimesi kullanılarak soru sorulmak istendiğinde HAVE – HAS öncesinde bu soru kelimesi getirilir.

ÖRNEKLER

✦ When has Jack gone to England? (Jack ne zaman İngiltere’ye gitti?)
✦ What have you bought for your mother? (Annen için ne satın aldın?)

Soru cümlelerine şu şekilde kısa cevaplar verilebilir:

ÖRNEKLER

— Have they gone on holiday? (Onlar tatile gitti mi?)
— Yes, they have. / No, they haven’t. (Evet, onlar gittiler. / Hayır, onlar gitmediler.)

— Has she swum in the lake? (O gölde yüzdü mü?)
— Yes, she has. / No, she hasn’t. (Evet, o yüzdü. / Hayır, o yüzmedi.)

Zaman İfadeleri / Time Expressions

Present Perfect Tense ile birlikte sıklıkla kullanılan bazı zaman ifadeleri şunlardır:

BEFORE: “Önce / Daha önce” anlamına gelir. Cümle sonunda kullanılır. Olumlu-olumsuz cümlelerle ve soru cümleleriyle kullanılabilir.

ÖRNEKLER

I haven’t seen a tiger before. (Daha önce bir kaplan görmedim.)
They have gone to China before. (Onlar daha önce Çin’e gittiler.)
Have you tasted sushi before. (Daha önce sushi tattın mı?)

ALREADY: “Çoktan, zaten” anlamına gelir. Genellikle yardımcı fiil olan have / has ile asıl fiilin arasına getirilir. Vurgu yapılmak istendiğinde cümlenin sonunda da yer alabilir. Olumlu cümlelerle birlikte kullanılır.

ÖRNEKLER

My mum has already cleaned my room. ( Annem çoktan/zaten odamı temizledi.)
She has visited her parents already. ( O çoktan ebeveynlerini ziyaret etti.)

YET: “Henüz, hâlâ” anlamına gelir. Soru cümleleri ve olumsuz cümlelerle birlikte cümle sonunda kullanılır.

ÖRNEKLER

He hasn’t paid the bill yet. ( O henüz faturayı ödemedi.)
Haven’t you brushed your teeth yet? (Hâlâ dişlerini fırçalamadın mı?)

NEVER: “Hiç, asla” anlamına gelir. Yardımcı fiil olan have / has ile asıl fiilin arasına getirilir. Olumsuz cümlelerle birlikte kullanılır.

ÖRNEKLER

Jack has never been abroad. ( Jack hiç yurtdışına gitmedi.)
I have never driven a car. ( Ben hiç araba sürmedim.)

RECENTLY / LATELY: “Son dönemlerde, son günlerde, son zamanlarda, bu aralar, yakınlarda” gibi anlamlara gelir.

ÖRNEKLER

Have you seen any good films recently? (Son günlerde güzel film izledin mi?)
My sister has read a lot of books lately. (Kız kardeşim bu aralar çok kitap okudu.)

JUST: “Biraz önce, yeni, şimdi, az önce” gibi anlamlara gelir. Yardımcı fiil olan have – has ile asıl fiilin arasına getirilir.

ÖRNEKLER

They have just arrived school. (Onlar biraz önce okula vardılar.)
The mechanic has just repaired the car. (Tamirci az önce arabayı tamir etti.)

SO FAR / TILL NOW: “Şu ana kadar, bu zamana dek” anlamına gelir.

ÖRNEKLER

Kate has visited three countries so far. (Kate şu ana kadar üç ülke ziyaret etti.)
Aziz Sancar has won a Nobel Prize till now. (Aziz Sancar bu zamana dek bir Nobel Ödülü kazandı.)

EVER: “Herhangi bir zamanda, hiç” anlamına gelir. Çoğunlukla soru cümleleriyle birlikte kullanılmakla birlikte olumsuz cümlelerle de kullanılabilir. Ancak olumsuz cümlelerde ever yerine never kullanımı daha yaygındır.

ÖRNEKLER

Has he ever ridden a motorbike? (O hiç / herhangi bir zamanda motosiklete bindi mi?)
Have you ever eaten turkey? (Sen hiç hindi yedin mi?)

My mother hasn’t ever milked a cow.  (Annem hiç inek sağmadı.)
My mother has never milked a cow.   

SINCE: “-den beri” anlamına gelir. Geçmişte başlayıp hale süregelmekte olan bir eylemin ya da durumun başlangıç noktasını gösterir.

ÖRNEKLER

I have been an English teacher since 2012. ( Ben 2012’den beri İngilizce öğretmeniyim.)
They haven’t seen each other since June. ( Onlar hazirandan beri birbirlerini görmediler.)
The doctor has examined ten patients since 9 o’clock. (Doktor saat 9’dan beri on hasta muayene etti.)

FOR: “-dır / -dir” anlamına gelir. Bir durumun ya da eylemin ne kadar süre devam ettiğini gösterir.

ÖRNEKLER

We have lived in İstanbul for 5 years. (5 yıldır İstanbul’da yaşamaktayız.)
Mark hasn’t gone to a restaurant for two weeks. ( Mark 2 haftadır bir restoranta gitmedi.)
I haven’t seen my brother for a long time. ( Uzun zamandır erkek kardeşimi görmedim.)