Irregular Verbs – Düzensiz Fiiller ve Türkçe Anlamları

İngilizce’de fiiller, düzenli fiiller (regular verbs) ve düzensiz fiiller (irregular verbs) olmak üzere ikiye ayrılır. Fiilleri, kullandığımız zamanlara göre çekimlemek gerekir. Düzenli fiiller, belli kurallara göre belli takılar alırken; düzensiz fiiller herhangi bir kurala uymaz. Bu yüzden ezberlenmeleri gerekir.

Düzensiz fiillerin 2. halleri simple past tense (geçmiş zaman) ile birlikte, 3. halleri ise perfect tenselerle birlikte kullanılır.

İngilizce’de yaklaşık olarak 200 adet düzensiz fiil (irregular verbs) vardır. Aşağıdaki tabloda günlük hayatta en çok kullanılan düzensiz fiiller (irregular verbs), Türkçe anlamlarıyla birlikte verilmiştir.

Irregular Verbs List – Düzensiz Fiiller Listesi

SIMPLE FORM
(1. HAL)
SIMPLE PAST
(2. HAL)
PAST PARTICIPLE
(3. HAL)
TÜRKÇE ANLAMI
arisearosearisenortaya çıkmak, yükselmek
awakeawokeawokenuyanmak
bewas, werebeenolmak
bearboreborne / bornkatkanmak, taşımak
beatbeatbeaten / beatdövmek, vurmak, yenmek
becomebecamebecomeolmak
beginbeganbegunbaşlamak
bendbentbentbükmek, eğmek
betbetbetbahse girmek
bidbidbidteklif vermek, fiyat vermek
bindboundboundbağlamak, sarmak, tutturmak
bitebitbittenısırmak
bleedbledbledkanamak
blowblewblownüflemek, esmek
breakbrokebrokenkırmak
breedbredbredüretmek, beslemek, yetiştirmek
bringbroughtbroughtgetirmek
broadcastbroadcastbroadcastyayın yapmak
buildbuiltbuiltInşa etmek
burnburned / burntburned / burntyanmak, yakmak, tutuşmak
burstburstburstpatlamak
buyboughtboughtsatın almak
castcastcastatmak, fırlatmak
catchcaughtcaughtyakalamak
choosechosechosenseçmek
clingclungclungyapışmak, tutunmak, sarılmak
comecamecomegelmek
costcostcost(bir şeyin) fiyatı (belirli bir miktar) olmak
creepcreptcreptsürünmek
cutcutcutkesmek
dealdealtdealtmeşgul olmak, ilgilenmek
digdugdugkazmak
dodiddoneyapmak
drawdrewdrawnçizmek
dreamdreamed / dreamtdreamed / dreamtrüya görmek, hayal kurmak
drinkdrankdrunkiçmek
drivedrovedrivenaraba sürmek
eatateeatenyemek
fallfellfallendüşmek
feedfedfedbeslemek
feelfeltfelthissetmek
fightfoughtfoughtdövüşmek, kavga etmek
findfoundfoundbulmak
fitfit / fittedfit / fitteduygun olmak
fleefledfledkaçmak, gözden kaybolmak
flingflungflungfırlatmak, savurmak
flyflewflownuçmak
forbidforbadeforbiddenyasaklamak
forecastforecastforecastönceden tahmin etmek
forgetforgotforgottenunutmak
forgiveforgaveforgivenaffetmek
forsakeforsookforsakenterk etmek, vazgeçmek
freezefrozefrozendonmak, buz tutmak, dondurmak
getgotgotten / gotalmak, edinmek, elde etmek
givegavegivenvermek
gowentgonegitmek
grindgroundgroundezmek, öğütmek
growgrewgrownbüyümek, gelişmek, yetiştirmek
hanghunghungasmak, sarkmak
havehadhadsahip olmak
hearheardheardişitmek
hidehidhiddensaklamak
hithithitvurmak, çarpmak
holdheldheldtutmak, kavramak
hurthurthurtağrımak, incitmek, yaralamak
keepkeptkepttutmak, devam ettirmek, korumak
kneelkneeled / kneltkneeled / kneltdiz çökmek
knowknewknownbilmek
laylaidlaidsermek, kurmak, hazırlamak
leadledledyol göstermek, öncülük etmek
leanleaned / leantleaned / leantdayanmak, yaslanmak
leapleaped / leaptleaped / leaptatlamak, sıçramak
learnlearned / learntlearned / learntöğrenmek
leaveleftleftayrılmak, terketmek
lendlentlentödünç vermek, borçvermek
letletletizin vermek
lielaylainuzanmak, yalan söylemek
lightlighted / litlighted / lityakmak, tutuşturmak, yanmak
loselostlostkaybetmek
makemademadeyapmak
meanmeantmeantkastetmek, demek istemek , …anlamına gelmek
meetmetmettanışmak, görüşmek, karşılaşmak
mislaymislaidmislaidkaybetmek, yanlış yere koymak
mistakemistookmistakenhata yapmak, yanılmak,karıştırmak
paypaidpaidödemek
proveprovedproven / provedispat etmek, kanıtlamak
putputputkoymak
quitquitquitbırakmak, çıkmak,vazgeçmek
readreadreadokumak
ridridridkurtarmak ,başından atmak
rideroderiddenbinmek ( ata ya da bisiklete)
ringrangrungçalmak (zil, telefon vb.)
riseroserisendoğmak (güneş), ayağa kalkmak, meydana çıkmak
runranrunkoşmak
saysaidsaidsöylemek
seesawseengörmek
seeksoughtsoughtaramak, araştırmak
sellsoldsoldsatmak
sendsentsentgöndermek
setsetsetayarlamak, kurmak, batmak (güneş)
shakeshookshakensallamak, çallamak
shedshedshedakıtmak, dökmek
shineshone / shinedshone / shined.parlamak , ışık saçmak
shootshotshotateş etmek, vurmak
showshowedshown/showedgöstermek
shrinkshrank / shrunkshrunkbüzülmek, küçülmek
shutshutshutkapatmak, örtmek
singsangsungşarkı söylemek
sinksanksunkbatmak , çökmek
sitsatsatoturmak
sleepsleptsleptuyumak
slideslidslidkaymak
slitslitslityarık açmak
smellsmelled/smeltsmelled / smeltkoklamak
sneaksneaked/snucksneaked / snuckgizlice girmek, sessizce sokulmak
speakspokespokenkonuşmak
speedsped / speededsped / speededhızlandırmak
spellspelled / speltspelled / spelthecelemek
spendspentspentharcamak , geçirmek (vakit)
spillspilled / spiltspilled/spiltdökülmek, saçılmak, akıtmak
spinspunspundöndürmek, eğirmek (yün,iplik vb.)
spitspit /spatspit/spattükürmek
splitsplitsplityarmak, bölmek
spoilspoiled / spoiltspoiled / spoiltBozmak, berbat etmek
spreadspreadspreadyaymak, yayılmak
springsprang / sprungsprungortaya çıkmak
standstoodstoodayakta durmak, katlanmak
stealstolestolençalmak
stickstuckstuckyapışmak, yapıştırmak, tutturmak
stingstungstungsokmak (arı vb.), sızlatmak
stinkstank / stunkstunkkötü kokmak
strikestruckstruck / strickençarpmak, vurmak
strivestrove / strivedstriven / striveduğraşmak,çabalamak
stringstrungstrungbağlamak, germek
swearsworeswornyemin etmek, küfretmek
sweepsweptsweptsüpürmek
swellswelledswelled / swollenkabarmak, şişmek
swimswamswumyüzmek
swingswungswungsallanmak
taketooktakenalmak
teachtaughttaughtöğretmek
teartoretornyırtmak
telltoldtoldanlatmak, söylemek
thinkthoughtthoughtdüşünmek
throwthrewthrownatmak,fırlatmak
thrustthrustthrustdürtmek, saplamak, sokmak
understandunderstoodunderstoodanlamak
undertakeundertookundertakenüstlenmek, söz vermek
upsetupsetupsetüzmek, keyfini kaçırmak
wakewoke / wakedwokenuyanmak, canlanmak
wearworeworngiymek
weavewovewovendokumak, örmek
weepweptweptağlamak
winwonwonkazanmak
windwoundwoundkıvrılmak, döndürmek
withdrawwithdrewwithdrawngeri çekilmek, feragat etmek
writewrotewrittenyazmak