7. Sınıf İngilizce 8. ünite Public Buildings kelimeleri ve Türkçe karşılıkları aşağıdaki tabloda verilmiştir. 7. sınıf 8. ünite İngilizce kelimeler alfabetik sıraya göre a’dan z’ye sıralanmıştır.
7. Sınıf İngilizce public buildings (kamu binaları) kelime listesi, MEB ve Bilim ve Kültür Yayınları tarafından hazırlanan 7. sınıf İngilizce ders kitaplarının her ikisinde de yer alan kelimelerden oluşmaktadır.
7. Sınıf İngilizce 8. Ünite Kelimeleri – Public Buildings Kelime Listesi
İNGİLİZCE KELİME | TÜRKÇE ANLAMI |
alive | canlı, yaşam dolu, zinde |
amazing | şaşırtıcı, harika |
amusement park | lunapark |
art gallery | sanat galerisi |
attend | katılmak |
backstage | sahne arkası |
bakery | ekmek fırını, pastane |
besides | ayrıca, bunun yanısıra, üstelik |
Blue Mosque | Sultanahmet Camii |
Bosphorus tour | Boğaz turu |
boutique | butik |
bridge | köprü |
bumper cars | çarpışan araba |
burglary | hırsızlık |
busy | meşgul, yoğun |
butcher | kasap |
buy | satın almak |
capital | başkent |
charity | hayır işi, hayır kurumu |
chemist’s | eczane |
city | şehir |
city hall | belediye binası |
clothes | giysi |
coffee shop | kahve dükkanı, kafe, kafeterya |
company | şirket |
cosmopolitan | çok uluslu |
crowded | kalabalık |
delicious | lezzetli |
department store | alışveriş merkezi |
destroy | zarar vermek, yıkmak |
draw money | para çekmek |
edge | köşe, uç, kenar |
enjoy | zevk almak, keyif almak, eğlenmek |
enormous | kocaman, devasa |
etc. | ve benzeri |
event | etkinlik |
exhibition | sergi |
experience | deneyim |
famous | ünlü, meşhur |
far | uzak |
fashionable | modaya uygun |
feel | hissetmek |
fire | yangın, ateş |
fire station | itfaiye |
free time | boş zaman |
furniture | eşya, mobilya |
game store | oyun dükkanı |
gift shop | hediye dükkanı |
governorship | valilik |
Grand Bazaar | Kapalı Çarşı |
Great Wall | Çin Seddi |
greengrocer’s | manav |
grocery | bakkal dükkanı, market |
Hagia Sophia | Ayasofya |
have a rest | dinlenmek |
have fun | eğlenmek |
historic | tarihi |
inform | bilgilendirmek |
jewellery | mücevherat, kuyumculuk |
jogging | hafif tempolu koşu |
live | yaşamak |
local food | yöresel yemek |
look after | ilgilenmek, bakımını üstlenmek |
magazine | dergi, mecmua |
magnificent | muhteşem, harika, görkemli |
map | harita |
mayor | belediye başkanı |
medicine | ilaç |
microphone | mikrofon |
movie theatre | sinema |
muffin | çörek, kek, pide |
municipality | belediye |
music store | müzik market |
need | ihtiyaç duymak |
neighbour | komşu |
neighbourhood | mahalle, muhit, civar |
outdoor | açık hava, dış mekan |
painkiller | ağrı kesici |
painting | tablo, resim |
parcel | koli, posta, paket |
police station | polis karakolu |
post office | postahane |
prefer | tercih etmek |
present | hediye |
public buildings | kamu binaları |
reconstruction | restorasyon |
report | haber vermek, ihbar etmek |
roller coaster | hız treni |
seafood | deniz mahsülleri |
seat | koltuk |
send | göndermek |
shop | mağaza, dükkan |
shopping list | alışveriş listesi |
shopping mall | alışveriş merkezi |
sight | manzara |
site | yer, mevki |
spend time | vakit geçirmek |
spotlight | sahne ışığı |
stage | sahne |
stay | kalmak |
store | mağaza, depo, depolamak |
taste | tatmak |
tired | yorgun |
tiring | yorucu |
tourist information office | turizm danışma bürosu |
town | şehir, kasaba |
try | denemek |
view | görüş, bakış, görünüm, manzara |
visit | ziyaret etmek |
wallet | cüzdan |
wonderful | harika, müthiş, mükemmel |